15 Ağustos 2009 Cumartesi

illaki mutluluk

Virane dil söylemez olur.Bivefa dünyada tek başına kalmış gözlerden süzülen iki damla yaşla birlikte hıçkırıklarla boğulurcasına kendimizden geçerken bir yolculuk anını hatırlamamız gerekir.
Her cevri sineye çekerek ahederken asırlar boyu, heder edilir bir ömür, mühürlenir dudaklar gem vurulur gönüllere…
Sebebi bilinmez bu suskunluğun… Gülmek isterken doyasıya bir tebessüm bile çok görülür.
Gizli sırlar aşikar olmaz. Anlatılamaz aşkın gerçekleri, kavuşamaz gönüller, haykırmaz sevenler sevdiğini…
Ber karar olunur nedense, kıvılcım canlandırılmak istendikçe, gözyaşları engel olur; güzele ziynet, sevene aşk yaraşır derken, kaş çatıp bakanlar nifak tohumları ekerler araya…
Dinlenmeyeceğini bile bile söylemek her kişinin harcı değildir. Hani ne kadar cilalansa da ayna, bakmayı bilmeyene kasvetlidir. Güzellikler bakan gözle keşfedilir. Duydukça canlandırılır seven kalple ölümsüzleştirilir. Düşse de bela girdabına yekdiğerine destektir can-ı gönülden.
Kazanır sonunda karşılık beklemeyen şefkat, öcünü alır aşk…
Dertlerin çok, neredeyse dert ortağının kalmadığı şu alemde sineye çekilmiş zir û zeber edilmiş umarsız aşk zaptı zor ele avuca sığmayan meydan okuyan şampiyon edasıyla dimdik karşımızda.
Nedamet gözyaşları yerini sevince mutluluğa bıraktı.Seven gözler bir kez daha baktı sevdiğinin gözlerine.
Artık pişman olmak yoktu… Ah etmek yoktu… Arşı delmiyordu yanık bağırlardan yükselen nidalar…
Her kişi bir gizli hazineye vakıf yüreğinin köşesinde. Öylesine paha biçilmez geçit vermez aman dinlemez bir hazinedir ki bu; ancak kervan güdenler tabirine layık olmaya çalışırlar. Nice deruni, vuslat anını kollarken bir lahza olsun tereddüde mahal vermeden o amansız illete düşmeyi salık verirler.
Hüzünlü gönüller sabahı beklerken, bir küçük gamze kırıntısı arasından kendini göstermeye çalışan tebessüm, günün ilk ışıklarıyla yerini gülümsemeye bıraktı…
Bir tılsımlı sözcüktür beklenen, ceylan ürkekliğinde bir bakış; gülümseyiş, belki ılık ılık gönüllere akan bir haykırış anı avazınca çığlık atmak, uzak diyarlardan bekleyiş ve oradan bakınca bir delilik.
Adına sayısız nağmeler yapıldı şeb-i yelda da sayıklandı her daim…
Hicranı vuslata dönüştüren o keskin nefes bir anda kendini salıveren neyin çığlığında yankılandı. Mutluluk her bir pareden geçerken, başparede doruk noktasındaydı.

Hiç yorum yok:


Hakkımda

ülkemizde bu cinselik konuları devamlı üzeri kapalı kalmışdır aslında ilkokuldan eyitim verilmeli bana göre eyitimli toplum herkonuda ilerde olur ,,,,okudunuz yazılar zizi gerçekden aydınlatdı ise yorumlarınzı bekliyorum varsa ,,,bilginiz yorumda yazın ,,yayınlansın saygılarımla